Bağışıklık Sistemi Yetmezliği

Bağışıklık Sistemi Yetmezliği

 

Bağışıklık Sistemi Yetmezliği Teşhis ve Tedavisi

Sistem, vücudu mikroplara karşı savunan organ ve dokulardan oluşur. “Bağışıklık” bu tekniğin yapı taşı olan ve lökosit denilen hücrelerin görevidir. Bu hücreler hem mikroplara saldırıp hem de bazı toksik maddeler üreterek savaşır. Bu sebeple, lökosit işlevinde ya da sayısı yetersizlik meydana gelirse, durum “bağışıklık yetmezliği” adı verilen hastalıkların ortaya çıkması ile sonuçlanır. Çocukluk döneminde teşhis edilen bağışıklık eksikliklerinin çoğu kalıtsal sebepler ile meydana gelir. Yetişkinlik döneminde ise çevresel faktörlerin etkisi (kimyasal maddelere ya da radyasyona maruz kalma, hava kirliliği, çevre kirliliği vb.) çok daha belirgindir. Bu hastalıkların başat karakteristik özelliği tekrarlayan enfeksiyonlardır. İlaç tedavisine karşı direnç gösterebilir ve çoğunlukla uzun süreli antibiyotik kullanımı gerektirir.

Hastalığın belirtileri ve bulguları bilhassa yetişkinlerde farklı olabilmektedir. Nedeni belli olmayan organ (karaciğer, dalak, lenf nodülü) büyümesi, kan hücrelerinin azalması ve romatizmal ya da alerjik şikayetlerin ortaya çıkması bunlardan bazılarıdır. Bu sebeple hastalar sıklıkla “immünolog: bağışıklık uzmanı” yerine farklı branş hekimlerine gitmektedir. Öte yandan, toplumsal bu hastalıklara yönelik toplumsal farkındalık düzeyi düşüktür. Bu hastalıkların sağlık uzmanlarınca yeterince bilinmiyor oluşu manidardır. Bundan dolayı hastalıkların tanısı geç konmakta ve tedaviye geç başlanmaktadır. Bunun öncül olumsuz tarafı, tekrar eden enfeksiyonlar sebebi ile oluşabilen kalıcı işlev bozukluklarıdır. Bu nedenle, erken teşhis ve doğru tedavi hastanın yaşam kalitesi açısından önemlidir.

 

Primer İmmün Yetmezliğinin Belirtileri ve Teşhisi

Yoğun immün yetmezliği durumunda çok erken başlayabilir. Özellikle T lenfositlerin neden olduğu primer immün yetmezliği olan hastalar, yaşamlarının ilk aylarında ciddi enfeksiyonlarla karşılaşırlar. Anneden geçen antikorların koruyucu etkileri geçtikten sonra, yani 6. aydan sonra B lenfositlerle ilişkili semptomlar ortaya çıkabilir.

 

Primer İmmün Yetmezliğini Andıran Belirtiler

  • Olağandışı mikroplarla tekrarlayan, tedavisi zor olan, yaşamı tehdit eden enfeksiyonlar,
  • Gelişim geriliği,
  • Tekrarlayan zatürre (Pnömoni), sinüzit ve kulak enfeksiyonları,
  • Tedaviye direnç gösteren durumlar,
  • Deri ya da iç organlarda apse oluşması,
  • Ailedeki primer immün yetmezlik hastalığı öyküsü,
  • İmmunodefisiter hastalıklar,
  • Otoimmün hastalıklar,
  • Lenf nodlarının ve dalağın büyümesi.

Doğumla değil, sonradan ortaya çıkma nedeniyle bazı immün yetmezlikler gelişebilir. Nedeni HIV virüsü olan AIDS hastalarında veya sistemik olarak uzun ve yüksek doz kortikosteroid tedavisi gören hastalarda, kemoterapi alan kanser hastalarında ve ciddi yanıklarda da immün yetmezlik görülebilir.

 

Primer İmmün Yetmezliklerde Tedavi

Primer immün yetmezliklerde hastalığa neden olan mekanizmaları daha iyi anladığımız için tedavi yöntemleri geliştirilmektedir. Her şeyden önce, kalıtsal geçiş olan durumlarda önleyici tedbirler alınmalıdır. Tedavinin başarısı açısından, gelişen tarama teknolojileri yardımıyla hastaların gösterdiği semptomları tanımlamak önemlidir.

Son yıllarda, organ nakli süreçlerine (kemik iliği, kök hücre, timüs) güvenilmesi sayesinde ilerlemeler kaydedilmiştir. Diğer yandan, immünoglobülin replasman tedavisi ile koruyucu antikorlar verilerek enfeksiyonlara karşı büyük bir başarı sağlanmıştır.

Son yıllarda, özel gen tedavisi kimi bağışıklık sistemi yetmezliklerinde başarılı sonuçlar vermiştir.